Keşke


Hep o uzaktan, şehrin kenar mahallelerinden bulduğu karakterler sayesinde "ötekilerin yönetmeni" gibi bir tanımlamaya itmişti beni. Naiflik zaten basit kurgulara ve sadeliğe itiyordu O'nu ve az çoktur diye bağırıyordu. Aslında bu tutumun en güzel örneği Simian Mobile Disco klibiydi. 

Arkasından M.I.A klibi geldi. Bütçe biraz daha büyüdü, şarkı da güzeldi. Batı dünyasının uzak ve anlamakta zorluk çektiği topraklara gitti. Batının ötekilerini aldı kadrajına.  

Son olarak da Jay-Z ve Kanye West'in yanında gördük ismini Romain Gavras'ın, "hadi be" demeden geçemedim. Elinde molotof kokteyli tutan bir protestocu karesini görünce, ister istemez, biraz daha arttı heyecanım. Yine bir ötekileştirilen vardı başrolde. Bir an için "acaba Jay-Z ya da Kanye West midir molotofu tutan?" diye düşündüm, "keşke" dedim.

Keşke verebilseydi sistemin yarattığı kahramanlardan birinin eline o molotofu, kendi ayağına sıktırabilir miydi kurşunu sistemin? Kalkanların ve bariyerlerin üzerine tekmelerle uçurabilir miydi Kanye West'i ya da Jay-Z'yi?  Yapamadı.

Savaş tanrılarının gölgesi altında sisteme başkaldıranlar şarkıda da dediği gibi krala ne ifade ederdi ki?

Edebilirdi!

2 yorum:

  1. O kaçan teröristin kafaya atlı Polis çok iyi vurdu eline sağlık

    YanıtlaSil
  2. HÜRRİYET KAVGASI

    Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,
    dalga dalga aydınlık oldular,
    yürüdüler karanlığın üstüne.
    Meydanları zaptettiler yine.

    Beyazıt'ta şehit düşen
    silkinip kalktı kabrinden,
    ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını
    yıktı Şahmeran'ın mağarasını.

    Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
    Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
    Safları sıklaştırın çocuklar,
    bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.

    Nazım Hikmet RAN

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.