Çanı çal!

Bu Amerikalılar herşeyi pazarlama konusu yapmayı iyi bilir! Fırtına çıksa t-shirt'ünü, kupasını yapar işi paraya çevirirler... Bu bağlamda kendilerini, kurumlarını da marka haline getirmişlerdir. Bir cumhurbaşkanı ziyaret etse topraklarını eline tokmağı verir New York borsasını açma şerefine nail ederler, sen de demezsin "Yau, her gelenin eline tutuşturup bir haltmış gibi çan çaldırıyorsunuz, gidin işinize!", alırsın tokmağı çalarsın çanı, fotoğraflar çekilir, herkes gülüyordur... Ağızına bir parmak bal çalar yollarlar. Haber kanalların bu büyük lütfu haber yapar tekrar tekrar gösterir. Hatta öyle markadır ki bu kurumların isimleri dilimizde de İngilizce telaffuz edilirler, ef-bi-ay, si-ay-ey, en-es-ey... N'eyse bu başka bir yazının konusu, dağıtmayalım mevzuyu.

Çana dönersek, daha doğrusu New York borsasına, gene bir ziyareyçi ağırlamış geçen gün, gene ilk çan misafirimize çaldırılmış. Demek ki ne imiş çanın pek değeri yokmuş, gelen çalıyormuş, gerine gerine çalmak adama birşey kazandırmıyormuş.

Bu sefer misafirimiz mi kimmiş? Avustralya'dan, selvi boylu, saçları Helen'inki gibi altın sarısı, gözleri geçtiği okyanus gibi mavi, gülüşüyle gözlerinizin kamaşacağı, isminin çağrışımlar yaratacağı şarkıcı Delta Goodrem. Onun çaldığı çan ile açılan seansda 4 dakika içinde 382.23 puanlık, %4'ün üstünde artış yaşanmış, yaşanır. Çanı kime çaldıracağını bileceksin!


6 yorum:

  1. Eray sende İstanbul'da bir çan olayında bulunmuştun. Fotoğrafa bakınca yanlış çana tokmak sallıyorsun gibi geldi.

    YanıtlaSil
  2. Ben yerim onu... İkinci vatanım Avustralya gitmesekte görmesekte...

    YanıtlaSil
  3. Biz biliyoruz da çalıyoruz. Bir yerden başlamalı...

    YanıtlaSil
  4. benim de çanımı çalsın..

    fotoğrafını da çekicem, videosunu da çekicem..

    YanıtlaSil
  5. I would like to ring her bell. Whatzaap!

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.