Dönmeyecek diye korkuyorduk, korkutarak dönüyor...
Güney Afrikalı yönetmen Neill Blomkamp'ı, bilim-kurgu sinemasına getirdiği yeni soluğu heyecanla takip ediyorduk, bakış açısı, kullandığı özel efektler ve değindiği konularla, "gore" sınırlarında dolaşan şiddet anlayışıyla bizi kendisine bağlamış bir sonraki filmini iple çeker olmuştuk ta ki yeni Alien filmini çekmeyi istediğini duyup ağzımızın suyunu akıtana kadar...
Bundan sonra Ridley Scott çıkıp Alien benim bebeğim banane banane kimselere vermem, James Cameron'un çektiğini de Alien'dan saymam deyip beklentilerimizi suya düşürmüş, Blomkamp derin bir sessizliğe bürünüp kendini ve bizi nefis kısa filmler projesi ile oyalamaya koyulmuştu.
Ama esas korkumuzun Blomkamp'ın peş peşe ortaya çıkan yeni filmleri olacağını bilemezdik. Demonic çok beğenilmese de içinde Blomkampesk öğeler içeren bir filmken, yönetmenin Gran Turismo frençayzına (franchise) girmiş olması tüylerimizi gerçekten diken diken etti diyebiliriz.
Bizce gerçek korku budur.
Hiç yorum yok: