Sulu kola

Ya geçerse?

Son zamanlarda güzide "fast-food" lokantalarımızdan birinde kola içme gafletinde bulundumuz mu acaba? Hani zaten kötü olan o kolayı... Şimdi daha da kötü olarak içme şansına sahipsiniz! Öyle bir su-kola özütü (!) karışımı içiyorsunuz ki şaşarsınız. Sanırım Türk milletini obeziteden korumak için bir yöntem bu, 19/20 oranında su barındıran içecek kalori olarak ancak gene su ile yarışabilir. Ve maliyet yönetimi tarafından ekonomik krizle...

Bu sulu kola bana krizle beraber hacmi azalan başka bir tüketim ürününü hatırlattı, toz deterjan. Neden derseniz onlar da krizle beraber birden 'konsantre' oldular. Yani 2,5 Kg. olan paketleri 1,5 Kg. oldu ve aynı miktarda çamaşır yıkadığı iddiası ile satılıyorlar. Çevre kaygısına krizle bir mi düştü bu deterjan üreticileri bilmiyorum, diyelim ki denk geldi hangi deterjan kullanıcısı ('kadın' diyerek ayrımcılık yapmadan) harcama miktarını azalttı buna paralel merak ediyorum. "Bu kadar şey temizlemez!" diyerek ellerinin ölçüsü neye alıştı ise kullandılar, kullanıyorlar. Paketlerin üzerindeki tavsiyelere bakarsanız eskiden de bir bardak (yaklaşık 200 cc.) olan normal kirli yıkama miktarına yakın, nasıl 1,5 Kg. ile aynı miktarda yıkama yapılıyor peki? Evde çamaşırı kimin yıkadığı çıktı ortaya :)

Acaba küçülen banknotlar da benzer mantıkla kriz tedbiri olabilir mi? Küçük boyutta olan çabuk bozdurulur, bozdurunca harcanır...

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.