Kahve ofis yazılım üçlüsü


Yeni işimde neredeyse 5. ayım dolmak üzere. Hala yeni bardağımda kahvenin ayarını tutturamadım.

GSC'ye beni bulaştıran bir önceki işimde, ofisimde standart plastik bardaktaki sıradan kahve ve süt tozu ile hazırladığım kahvenin ayarını sonunda tutturdum ama sadece ayarı... Tutmayan ise o ofisin tadı, kokusu, rengi... İlk günlerde arka çaprazımda Ülkü ve Cetus vardı, onların sağında Utopia tüm gizemi ve 21" monitörü ve "hani benim kahvem", "bitti mi?" sözleri ile -daha sonralardan etrafında tütün ve sigaralıklarla çevrelenmiş halde- orada durmaktaydı.

Sanki tarih öncesi devirlerden beri orada oyun yazmayı hayal ediyordu. Benim solumda aramızda biraz mesafe ile Mülteci oturmaktaydı. Durun bi'dakka ilk günlerde Ülkü ile Cetus yan yana değildi! N'eyse o karanlık loş ortam, o çalışma ortamı hiç bir yerde yok, olmayacakta! Orada çok anım var gülümseleyerek hatırladığım. Orada çok yaşanmışlıklarım var keşke kıymetini bilseydim dediğim.

TEKNOmart'ın yazılım ekibinin 2. ofis döneminde ortam biraz değişmiş. Gereksiz kişiler gelmiş, gitmiş... Cetus'suz, Mülteci'siz günler vardı. Işık vardı ama eski ofise nazaran aydınlık farkı yoktu. Bir de kahve karıştıracağımız vardı. Bira gibi köpüklü kahveler! Ah nerede o eski kahveler.

Anılara dair yazmaya belki devam edebilirim, biliyorum ben yazdıkça john.doe peşimden editörlük yapmak zorunda kalıyor. Güzel de yazamıyorum. Okunuyor mu onu da bilmiyorum, bildiğim şu ki; GSC ailesi iyi ki var iyi ki tanıdım onları. Bunları bana hatırlatan kahve de çoktan bitti bardak soğudu. Dostluklarımızın sonu kahveye benzemesin dileğiyle GSC.

1 yorum:

Blogger tarafından desteklenmektedir.